Teknopark Tanımı ve Dünyada Teknoparklar
Teknoparklar üniversiteler/araştırma kurumları ve sanayi kuruluşlarının aynı ortam içerisinde araştırma, geliştirme ve yenilikçilik çalışmalarını sürdürdükleri; birbirleri arasında bilgi ve teknoloji transferi gerçekleştirdikleri; akademik, ekonomik ve sosyal yapının bütünleştiği organize araştırma – geliştirme, yenilikçilik ve teknoloji ekosistemleridir.
Bilim parkı veya teknoloji parkının kısaltılmış hali olan teknopark; hükümet, akademik birimler, işletmeler ve finansal sektörün hep birlikte gelişmesi için planlanmış iş yeri olarak kullanılan bina, araştırma tesisleri, büyük üniversitelerin yaygın olarak kullandığı teknolojik kaynaklardan istifade ederek Ar – Ge çalışmalarına yön veren, üniversiteler, araştırma laboratuvarları ve sanayi arasında teknoloji transferini gerçekleştirerek danışma servislerinde ve modern ofis hizmetlerinde kullanılan birimlerdir.
Uluslararası Bilim Parkları Birliği’nin (IASP) tanımına göre ise teknopark, bir veya birden fazla üniversite veya diğer yükseköğretim kurumu ve araştırma merkezleri ile resmi veya faaliyet bazında ilişkili, bünyesinde bilgiye ve ileri teknolojilere dayalı sanayi firmalarının kurulup gelişmesini teşvik etmek üzere tasarlanmış, içinde yer alan kiracı firmalara teknoloji transferi ve iş idaresi konularında destek sağlayacak bir yönetim fonksiyonuna sahip teşvik ve mülkiyete dayalı bir teşebbüstür.
Hızla küreselleşen dünya ekonomisinden önemli bir pay almak isteyen ülkeler geleneksel üretimler yerine bilim ve teknoloji üretimlerine ciddi yatırımlar yapmaktadır. Bu kapsamda Ar-Ge faaliyetlerinin gerçekleştiği bilim parkları, teknoparklar ve inovasyon merkezleri de büyük bir önem kazanmaktadır. Temel amacı bünyesindeki bilgi tabanlı şirketlerin, yenilikçilik (inovasyon) ve rekabetçilik kültürünü destekleyerek toplumun zenginliğini artırmak olan teknoparklar; üniversiteler, AR-GE kuruluşları, firmalar ve pazar arasında bilgi ve teknoloji akışını yönetip ve teşvik etmektedir. Barındırdıkları kuluçka merkezleri yardımıyla yenilikçi firmaların oluşmasını ve büyümesini de kolaylaştıran Teknoparklar bu şirketlere yüksek kalitede mekânlar sağlamakta ve katma değerli hizmetler sunmaktadır.
İlk Örnekler
İlk örneklerine 2. Dünya savaşı sırasında rastlanan teknoparkların ilki 1952 yılında A.B.D’nin Kuzey Kaliforniya bölgesinde Standford Research Park(Silikon Vadisi) ismiyle kurulmuştur. Dünyadaki ikinci teknopark ise İngiltere’de 1972 yılında kurulan Heriot-Watt Üniversitesi’dir. Dünya genelinde 1980 yılının sonlarına doğru teknoparklar hızla yaygınlaşmış ve bugün pek çok ülkede örnekleri bulunmaktadır.
Türkiye’de Teknoparklar
Türkiye’de de teknoloji ihtisas programları tüm hızıyla devam etmekte ve milli teknolojilerin geliştirilmesi kamu, sanayi ve üniversite işbirliğiyle teşvik edilmektedir. T.C. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından 13.09.2021 tarihinde açıklanan bilgilere göre; Türkiye’de 89 Teknoloji Geliştirme Bölgesi yer almaktadır.